Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25211 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11861 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanıklar.. ve ...’ın birlikte.. ilçesine geldikleri, meyve alım satım işi yapan ve temyiz kapsamında bulunmayan diğer sanık...’ı buldukları, onun vasıtasıyla meyve sebze almak istediklerini belirttikleri, birlikte dolandırıcılık yapmaya karar veren ... ve ...’ın ... Şubesi nezdinde ... adına açılmış çek hesabından alınmış gibi tamamen sahte olan çek koçanını temin ettikleri, sanıklar... ve...’ın meyve alacaklarını ve bunun için meyve kasası yaptıracaklarını söyleyerek ...'dan kasa yapmak üzere kereste getirme işinde lazım olduğu gerekçesiyle kimlik fotokopisini aldıkları, ...ın diğer sanıkların isteği ile, şikayetçi...’ın kayınvalidesi ...in elmalarını 21000 TL’ye almak üzere ile anlaştıkları, 500 TL kapora verdikleri, 02.10.2009 günü her üç sanığın... ilçesine elmaları toplamak üzere geldikleri,...’ın bu aşamaya kadar diğer sanıkların sahte çek vereceklerinden haberdar olmadığı, bu aşamada sahte çeklerden haberdar olması üzerine emniyete haber verdiği, sanıklar ... ve ...’ın şikayetçi ... ile elma alım işini konuşmak için buluştukları ve şikayetçiye sahte çeki verdikleri sırada emniyetçe yakalandıkları, sanık ... yakalandığında üzerinde... adına tanzim edilmiş ancak kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesinin bulunduğu, yine ... adına düzenlenmiş kimlik fotokopisinin bulunduğu, bu kimlik fotokopisindeki resmin sanık ... tarafından kendi resminin yapıştırılmak suretiyle sahte oluşturulduğu, sanık ...’ın yakalandığı sırada ise üzerinde ... adına tanzim edilmiş ancak kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesi bulunduğu, yine ... adına düzenlenmiş tamamen sahte oluşturulmuş sürücü belgesinin bulunduğu olayda;1- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükme yönelik incelemede;Sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi gereğince belirlenen artırım oranın ¼ yerine 1/6 olarak yanlış gösterilmesi sonuca etkili görülmediğinden mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen hükme yönelik incelemedeYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11/02/2014 tarih 2013/12-70 E. 2014/57 sayılı kararında açıklandığı üzere sanık hakkında hükmolunan gün para cezasının TCK’nın 52. maddesi gereğince 20 TL üzerinden adli para cezasına çevrilmesi sırasında maddi yanılgı sonucu cezanın 8520 TL yerine 8250 TL olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından “ 8250 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “ 8520 TL” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükümlere yönelik incelemede;Sanığın atılı suçu işlemediğini, sürücü belgesini kaybettiğini, bu nedenle savcılığa başvurduğunu ve gazeteye ilan verdiğini, kimliğini kardeşi...’in kullandığını savunması, diğer sanık ...’ın kollukta alınan 02/10/2009 tarihli beyanında ...’in adını... olarak bildiğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için sanığın olay sonrası yakalandığı ve tutuklandığı sırada alınan fotoğraf ve parmak izi kayıtları ile...’e ait fotoğraflar temin edilerek bunların sanığa ait olup olmadıkları karşılaştırılıp müştekilere de teşhis yaptırıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.