MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılanın, 14.06.2007 tarihinde ... adlı işyerini işleten sanıklara... plakalı aracını başkalarına kiralamaları için aylık 750,00 TL karşılığında vermesine karşılık sanıkların, katılana herhangi bir ücret vermedikleri gibi, işyerini kapatarak araçla birlikte ortalıktan kaybolduktan sonra, durumu fark eden katılanın şikayeti üzerine aracın 16.11.2007 tarihinde kolluk güçlerince bulunarak katılana teslim edildiğinin anlaşıldığı somut olayda; sanıkların, yapmış oldukları araç kiralama işi nedeniyle kendilerine verilen aracı katılana geri vermemeleri şeklindeki eylemlerinin, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Soruşturma aşamasında kolluk tarafından yapılan işlemlerin mahkemece tekrarlanıp, sanıklar ile katılanın beyanlarının alınması ve... Emniyet Müdürlüğü’nün 21.11.2007 tarihli yazılarından, katılana ait aracın...’da ele geçirildiğinin anlaşılmış olması yanında, taraflar arasında sözleşmenin yapılıp, aracın ele geçirildiği ana ilişkin bir ihtilafın da bulunmaması karşısında; fotokopiden ibaret olan soruşturma evrakları dolayısıyla bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Temel cezanın alt sınırının üzerinde belirlenmesi sırasında, TCK’nın 61. maddesi gereğince yasal, yeterli ve dosya içeriğine uygun gerekçe gösterilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.