Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25112 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7645 - Esas Yıl 2015





Dolandırıcılık suçundan sanık ...'nun 5237 sayılı TCK'nın 157/1,43/1,62 maddeleri gereğince; 2 yıl 7 ay hapis ve 54.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 29.06.2011 tarihli ve 2010/26 esas, 2011/194 karar sayılı karar lehine vaki temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2013 tarih ve 2011/308604 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 13.01.2015 tarih ve 2013/6873 Esas 2015/150 sayılı kararıyla dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün onanmasına karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, 13.01.2015 tarih ve 2013/6873 Esas 2015/150 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Mahkeme hükmünün tür ve miktar itibariyle murafaa sınırı dışında kalması nedeniyle sanık ... müdafiinin murafaa talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan temyiz incelenmesinde;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanıkların fikir ve irade birliği içerisinde katılana ....Aile Mahkemesi'nin 2006/206 Esas, 2006/824 Karar sayılı boşanma dava dosyasının temyiz aşamasında "bizim Ankara'da tanıdığımız hakimler var, dosyaya baktıracağız", "Yargıtaydayım, dosyaya 1.000 TL harç yatırman gerekiyor", "dosyana baktırdım, kararı A'dan Z'ye bozduracağız, bir şekilde 5.000 TL gerekiyor, diğer şekilde 15.000 TL gerekiyor" şeklinde görüşmeler yapılıp katılanın da bu doğrultudaki beyanlara inanarak önce 1.000 TL'yi 16/08/2007 tarihinde ... Bankası kanalıyla sanık Hüseyin'in hesabına, 10.000 TL parayı da 21/08/2007 tarihinde yine ... Bankası kanalıyla sanık Hüseyin'in hesabına gönderdiği olayda, eylemlerinin zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş olan sanığın müdafiinin, lehe hükümlerin uygulanması isteminin, TCK'nın 51. maddesi kapsamında erteleme istemini de kapsadığı, gözetilmeden, ertelemeye engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında bu hususlarda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.