MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılığı, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla,bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir. Türk Ticaret Kanunu'nun 14. maddesinde; Tacir, kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir. Ticaret şirketleri,aynı yasanın 124. maddesinde, Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Bu Kanunda, kollektif ilekomandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Kooperatif yöneticilerinin,kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler kanunun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Buna göre; Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir. Bu suçun oluşabilmesi için,Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.Sanıkların, dolandırıcılık yapma hususunda daha önceden aralarında anlaştıkları, bu kapsamda ilk olarak tanık ... ile sanık ...'in ... Şirketinin hisselerini devir alıp piyasada çalışıyor izlenimi uyandırdıkları, akabinde gazete ve internet ortamında ilan veren, ... ilinde faaliyet gösteren katılanın yetkilisi olduğu... Şirketiyle irtibat kurarak çalıştıkları şirkette kullanmak için araç kiralamak istediklerini söyledikleri, daha sonra sanık ... ile sanık...'un birlikte katılanın iş yerine gittikleri, burada sanık...'un kendini...olarak tanıtıp yine bu isimle sipariş ve teslim formunu imzalayarak iki adet araç kiraladıkları, daha sonra yine katılandan aynı şekilde 8 adet araç daha kiralayıp teslim aldıkları, söz konusu araçların bir kısmının ...da teslim edildiği, bir kısmının da... İlinde bulunan ve kendini şirketin satış temsilcisi ve... olarak tanıtan sanık ...'e teslim edildiği, sanıkların kiralamış oldukları araçlar karşılığında da tanık ...'ün imzasını taklit ederek sahte olarak oluşturdukları 6372 TL bedelli 11 adet senet verdikleri, daha sonra sanıkların bu şekilde aldıkları araçların bir kısmını başkalarına kiraladıkları, bir kısım araçları borçlarına teminat olmak üzere üçüncü kişilere bıraktıkları, bir kısmını ise haricen sattıkları, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan ile tanık ifadesi, araç kira sözleşmesi, ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamına göre suçların sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.1- Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine Ancak;5237 sayılı TCK'nın 158/1-h maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası temel ceza olarak belirlendikten sonra aynı yasanın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken 3 yıl 4 ay yerine 3 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilerek sanıklara fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde yer alan 5237 sayılı TCK'nın 158/1-h maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası temel ceza olarak belirlendikten sonra aynı yasanın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sanıkların 3 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ifadenin hükümden çıkartılarak yerine ''5237 sayılı TCK'nın 158/1-h maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası temel ceza olarak belirlendikten sonra aynı yasanın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.