MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; Sanık ...’in (1963 doğumlu), fikir-eylem birliği içinde hareket ettiği diğer sanıklardan kızı ...’in profili ile oluşturduğu “facebook” adlı sosyal paylaşım sitesinde kendisini 23 yaşında ve bekar olarak tanıttığı için (kızının fotoğrafını profilinde kullanmakla) katılan ile internet ortamında arkadaş olup internet üzerinden yazışma veya birbirlerine verdikleri telefon numaralarını aramak suretiyle görüşüp samimiyetlerini ilerletmelerini müteakip evlenebilecekleri yönündeki söz ve davranışların ...’in katılanla kendisiymiş gibi görüntülü görüşme yapması gibi) oluşturduğu ortamda diğer sanıklardan kız kardeşi... ve arkadaşı...’nin de fiile katılımlarını sağlayarak muhtelif ihtiyaçlarını zaman içinde dile getirip cepbank yöntemi ile şikayetçiden toplamda 10.672 TL haksız yarar sağlanması şeklinde ileri sürülen eylemlerinin sübutu halinde TCK’nın 158/1-f maddesinde tanımlanan “nitelikli dolandırıcılık “ suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tayini görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek “görevsizlik kararı “ verilmesi gerekirken yargılamaya devamla sanıklar hakkında yazılı biçimde hükümler kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılanın vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.