Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25037 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11223 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Somut olayda; sanık ile katılanın akraba oldukları, olaydan önce katılan tarafından miras nedeniyle intikal eden bir taşınmazın satışı konusunda masraf olduğunu beyan eden ve taşınmazı satın almak isteyen tanık ...’e 4.000 TL bedelli suça konu bonoyu düzenlenerek verdiği, bononun sadece rakam kısmının doldurulduğu, yazı ile olan kısmın boş bırakıldığı, sonrasında taşınmazın satışının gerçekleşmediği ancak buna rağmen suça konu bonoyu tanık...’ten bir şekilde alan sanığın, söz konusu bonoya 0 rakamı ilave edilmek suretiyle değerinin tahrifen mevcut 40.000 durumuna yükseltildiği ve buna uygun olarak önceden boş bırakılan yazıyla değer belirtilen bölümüne de kırkbin ibaresini yazarak ... İcra Müdürlüğü'nün 2006/6381 sayılı dosyasında katılan aleyhine icra takibine başladığı anlaşılmakla, eyleminin teşebbüs aşamasında kalan nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.1-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezalarının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “12 gün”, “6 gün”, “5 gün” ve “100 TL" adli para cezası terimlerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla "5 gün", “2 gün”, “1 gün” ve “20,00 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.