MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın, ödeme gücü olmamasına rağmen katılana ait aracı satın alması, kapora olarak çok az bedel vererek ve protokol tanzim edip kalan bedel için senet tanzim ederek katılanda güven sağlaması, katılan tarafından noterden vekaletname verilmesi üzerine söz konusu aracı alarak il dışına çıkıp bu aracı kısa sürede daha düşük bedelle elden çıkarması, sanığın araç bedelini ödemek için herhangi bir gayret sarfetmediği gibi senet bedelini de ödememesinden ibaret eylemde, sanığın başlangıçtan bu yana dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;1- Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi,2- Adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkum olan sanık hakkında hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK'nın 51/1-a. maddesi gereğince ertelenmeside yasal engel bulunduğunun gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.