Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24922 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11301 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Evini satan ve 40.000,00 TL'sini.. Bankası şubesine yatıran katılanın, uzun yıllar komşusu olansanık ile sohbet sırasında parasını bankaya yatırdığını söylemesi üzerine, sanığın daha fazla getirisi olan ve çalışmakta olduğu TEDAŞ aracılığıyla ..., ...Barajı hisselerinden alması halinde iki kat faiz alabileceğini söylediği, katılanın buna inanarak bankadan çekmiş olduğu parayı hisse senedi almak üzere sanığa verdiği, sanığın parayı... Şubesine yatırdığı, katılanın itimadını kazanmak için banka dekontunu gösterdiği ve bankadaki hesabı takip acısından katılana vekaletname verdiği, bu şekilde hisse senedi alabileceklerini söylemek suretiyle, TEDAŞ'a ait antetli kağıtları ve sahte olarak düzenlenmiş yatırmış olduğu paranın gelirini gösteren belgeleri sunduğu, katılanın babasına olan borcunu ödemek için para istediğinde, bazı gerekçeler üreten sanığın iş yerinden de istifa ederek, ortadan kaybolduğu, bu suretle atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları,dosyaya sunulan ...'a ait ve sahte olarak düzenlenmiş yatırmış olduğu paranın gelirini gösteren belgeler ve tüm dosya kapsamına göre sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğine dair mahkemece hakkında verilen mahkumiyet hükmünde bir isabersizlik görülmemiş temel ceza tayin edilirken hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasına da hükmedilmemesi aleyhe temyiz konusu yapılmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet Savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.