MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz istemi bulunmadığı belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde, 1-Sanık ... hakkında verilen hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde, Sanık ... müdafii olarak temyiz dilekçesi veren Av...’ın sanık müdafii olduğuna dair dosya içerisinde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir vekaletname olmadığı anlaşılmakla, Av. . ...’ın sanığı temsile yetkisi bulunmadığından temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanununu 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler,internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Somut olayda; mağdur ...’ın, 03/08/2007 tarihinde park halinde bulunan otomobilinin camı kırılmak suretiyle... şubesi tarafından verilmiş, keşidecisi mağdurun sahibi bulunduğu ... olan boş koçanın çalındığını bildirmesi üzerine, kolluk tarafından gerekli araştırmaların yapıldığı, bankaya çekin çalıntı olduğu yönünde talimat verilip ödeme yasağı konulduğu, 23/08/2007 tarihinde sanıklar ... ve ...’ın, ... adlı şahıs ile birlikte... Şubesine tahsili için çeki ibraz etmeleri üzerine yakalandıkları, yakalanan sanıklar ... ve ...’ın suça konu bu çekin ... da çiftçilik yapan, kaçak ya da ucuz mazot işi ile uğraşan diğer sanık ...’dan aldıklarını beyan ettikleri, sanıklardan ... tarafından bir şekilde bulunup elde edildiği anlaşılan çalıntı çekin, sanık ...’ a verildiği, sanık ...’ın bu özelliğini bilerek söz konusu çeki aldığı, keşideci yerine kendi imzasını atmak suretiyle çalıntı olan çekin unsurlarını sahte olarak oluşturduğu ve bunu sanık... vasıtasıyla diğer sanık ...’a verdiği, daha sonra sanık ...’ın arkadaşları olan diğer sanıklar ... ve... ile birlikte araba almak amacıyla 21/08/2007 tarihinde ...’ ya gelmek üzere hareket ettikleri ve gelirken de yanlarında ... ve ...’ın da olduğu, birlikte bulundukları sırada sanıklardan ...’nin, ...’ dan borç para, olmadığı takdirde ileri vadeli çek istediği, sanık ...’un da . ..’ da çekin olduğunu belirttiği, sanık ...’ın da suça konu çeki, sanık ...’a verdiği, sanıklar ... ve ...’ ın ... ilçesinde bulunan ...’ ten ... marka aracı satın almak istedikleri, araç bedelini çek karşılığı 1 ay sonra ödeyeceklerinden bahisle suça konu sahte çeki verdikleri, ... şubesine kontrol için çekin ibrazı üzerine çalıntı olduğunun anlaşıldığı, bu suretle sanıkların dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri iddia edilen olayda,Temyiz incelemesine konu dolandırıcılık dosyası ile verilen ayırma kararı sonucu sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarından... Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/2076 Soruşturma sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması karşısında; soruşturma dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığından akibetinin sorularak dava açılmış ve sonuçlanmış ise dosyanın onaylı suretinin getirtilerek incelenmesi, sonuçlanmamış ise her iki dosyanın birleştirilmesi, ayrıca sanıkların eylemi sonucu zarara uğrayacak olan ...’in olaya ilişkin mahkeme tarafından dinlenilip tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.