Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24805 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14139 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, yaralama, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Katılan ...'nun ...... Başmühendisliği'nde baş mühendis olarak görev yaptığı, sanıkların ise baba-oğul olduğu, sanık ...'nın suç tarihi öncesinde anılan kuruma başvurarak... Mahallesi'nde bulunan ahırına elektrik bağlanmasını istediği, söz konusu bölge yatırım planına alınmadığından 2010 yılı için hizmet götürülemediği gerekçesiyle sanığın talebinin yerine getirilemediği, bu husus ve istenilen işin kendi imkanları ile yaptırılabileceği hususu kurumca sanık ...'ye bildirildiği, sanığın kendisi elektrik dire??i diktiği, sonradan katılanın kontrole geldiği ve direğin uygun olmadığını sanığa bildirdiği, sonrasında sanık ...'nin katılanın işyerine gittiği, katılanın ona direklerin yönetmeliğe uygun olmadığını anlattığı, bundan sonra sanık ...'ın katılana "bu işi sen özellikle yapmıyorsun şerefsiz, benim başımı belaya sokma" dediği ve elinde bulunan bastonu kaldırarak katılana vurmak istediği, katılan geri çekildiği için vuramadığı ancak bastonun kurumda kullanılan tarayıcıya değdiği, bunun sonucunda tarayıcının kapağı ile içinde bulunan camın kırıldığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Sanık hakkında yaralama ve hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, tekerrüre esas alınan hükmün esas numarasının 2008/34 yerine sehven 2008/43 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, sanığın katılana karşı yaralama eylemini silahtan sayılan taşı baston ile gerçekleştirmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 86/3-e maddesi uyarınca cezasında artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçların sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, tekerrüre esas alınan hükmün esas numarasının 2008/34 yerine sehven 2008/43 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçların sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Sanığın, katılan ...'na karşı bastonunu salladığı esnada masa üzerinde bulunan tarayıcının zarar görmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 21/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.