Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24719 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14019 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanığın, trafikte seyir halinde iken katılanla tartışmaya başladığı, aracından inerek katılana ait aracın dikiz aynasına vurmak suretiyle hasar verdiği, olayın tanık beyanıyla doğrulandığı, böylece sanığın mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve tanık beyanları, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK’nın 51/4,5,6. maddesi gereğince, cezası ertelenen ve hakkında denetim süresi belirlenen sanığa bir yükümlülük yüklenip yüklenmeyeceği veya uzman kişi görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına, “TCK'nın 51/6. maddesine göre sanığın kişiliği ile sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak, sanığa herhangi bir yükümlülük yüklenip yüklenmesine veya uzman kişi görevlendirilmesine yer olmadığına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.