MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, hakaret, kasten yaralama, tehditHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanık ... hakkında mala zarar verme, sanık ... hakkında hakaret ve kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanıkların temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,2- Sanık ... hakkında tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Tehdit,bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına,vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Müşteki ... ile sanık ... akraba oldukları, suç tarihinde sanığın telefonla müştekiyi arayarak “... ile bugün olayın olmuş, bana adresini ver, seni evinden alacağım, söylemezsen yarın kooperatifin önüne geleceğim orada seninle görüşeceğim, şimdi Uğurevlere gel görüşelim“ dediği, bu şekilde sanığın üzerine atılı tehdit suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,Sanığın tehdit suçunu işlediğine dair herhangi bir tanık beyanının bulunmaması, sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suçlamaları kabul etmemesi, sanığın telefon vasıtasıyla müştekiyle konuşmasının, suçun sanık tarafından işlendiğine dair tek başına yeterli delil oluşturmayacağı karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.