Dolandırıcılık suçundan sanık... Gül O'nun mahkumiyetine dair .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/07/2009 gün ve 2008/237 E. 2009/466 K. sayılı karar aleyhine vaki sanık...'in temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21/01/2013 gün ve 2011/30046 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, dairemizin 30/09/2014 gün ve 2013/1269 Esas, 2014/15858 Karar sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 30/09/2014 tarih ve 2013/1269 Esas, 2014/15858 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık... ve sanı..'nin olay günü iştirak halinde ... Ticaret isimli firmada çalıştıklarını beyan ederek şikayetçi ve katılanın evlerine gittikleri ve bankalarcaddesinde dükkan açacaklarını bu nedenle hediye çekilişi yaptıklarını söyleyerek üç adet zarf sundukları, çekiliş sonunda da bir adet fırın ile bir adet de elektrikli süpürge kazandıklarını söyledikleri ve teslim edilen eşyalara ilişkin olduğunu beyan edip gerçekte ise teslim edilen eşyaların taksitle satışına ilişkin borç senedi olan belgeleri imzalatarak şikayetçiyi ve katılanı dolandırdıkları iddia olunan somut olayda; sanıklar tarafından şikayetçi ve katılana taksitle ürün satıldığına dair bir senet, borç belgesi ya da sözleşmenin bulunmaması ve sanıkların aksi ispatlanamayan beyanlarında şikayetçi ve katılana taksitle mal satmadıkları, peşinen mal satıldığı yönündeki ifadeleri ile tanıkların malların hediye olarak değil para ile satıldığı yönündeki birlikte değerlendirildiğinde sanıkların üzerine atılı suçu işledikleri yönünde cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmamasına karşın sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın CMUK'nın 325.maddesi gereğince temyiz talebinde bulunmayan sanık ...'e sirayetine, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.