Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24356 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11311 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; müştekilerin hasta olup ... Hastanesi'ne yatışı yapılan çocuklarının olduğu, hastaneye yatış yapıldığı gün morali bozuk olan müştekinin sigara içmek için dışarı çıktığında sanığın yaklaşarak müştekinin çocuğunu ve kardeşini İsviçre de tedavisi için İsviçre Konsolosluğundan vize alacağını, kendilerine tedavi konusunda yardımcı olabileceğini bildirip, pasaportlarıyla 10.000 TL ve 10.000 $ paralarını alıp, onları iade etmeyip, İsviçreye gitmelerini de sağlamayıp, bir daha müştekilerle irtibata geçmeyerek onları dolandırdığı iddia olunan somut olayda; çocuğunu rahatsızlığı nedeni ile onu hastaneye yatıran müştekinin hastanede yanına giderek müştekinin o esnada içinde bulunduğu zor durumdan faydalanarak hileli hareketlerin gerçekleşmesi karşısında eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-b maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.