Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24286 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11213 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkı, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmasına rağmen, bu suçla ilgili bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp,yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir n...a ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanık ... katılanın işyerine sürekli gidip gelen bir kişi olduğu, sanığın kendisini ... Limited Şirketi yetkilisi olarak tanıtarak katılandan bir araç alıp karşılığında keşidecisi adı geçen şirket olan ve kendisinin imzaladığı üç adet çek verdiği, çeklerin süresinde bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının belirlendiği, katılan, şirketin asıl yetkilisi olan diğer sanık ... ile şifai olarak görüştüğünde, sanık ...'ın çekleri kendisinin bilgisi dışında doldurduğunu belirterek katılana ödeme yapmadığı, bu şekilde eylem ve fikir birliği içinde hareket edilmek suretiyle çeklerin yetkisiz kişiye imzalatılıp daha sonra ödeme yapılmayarak hukuksal sorumluluktan kaçılıp haksız menfaat temin edilerek sanık ..., nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını, sanık ...'ın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık ... müdafiinin, sanık ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık suçundan delil yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi kapsamında verilen beraat kararını temyiz etmede hukuki yararının bulunması ve sanık müdafiinin vekaletname ibraz ederek hükmü temyiz etmiş olması karşısında tebliğnamedeki ret düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;Sanığın, diğer sanıkla eylem ve fikir birliği içinde ve suç işleme kastıyla hareket etiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı dikkate alınarak mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, son maddesi gereğince adli para cezasının usul ve yasaya uygun olarak tayin ve takdir edildiği dikkate alınarak tebliğnamedeki eleştiriye iştirak edilmemiştir.Sanık ..., diğer sanıkla birlikte iş yaptıklarını, bu iş ilişkisi nedeniyle çekleri kendi bilgisi dahilinde sanık ...'a kullanmak üzere verdiğini, katılandan alınan aracın kendileri tarafından kullanıldığını, katılana verilen dört çekten birinin ödendiğini ve geri kalan suça konu üç çekin ekonomik sıkıntılar nedeniyle ödenemediğini belirttiği, sanık ... da, çekleri, diğer sanığın bilgisi dahilinde kullandığını, katılana bir çekle ilgili ödeme yaptıktan sonra ekonomik sıkıntılar nedeniyle suça konu çeklerle ilgili ödeme yapamadığını, keşideci şirketle iş ilişkisi içinde olduğunu ve katılana olan borcunu inkar etmediğini belirttiği, buna göre, sanık ...'un, diğer sanıkla suç işlemek için eylem ve fikir birliği içinde hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, çeklerin tarafların ortak rızasıyla kullanıldığı, sanık ...'un borç ve imza inkarında bulunmadığı ve sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, ayrıca önceden verilen muvafakat nedeniyle ortada gerçeğe aykırı düzenlenen bir resmi belgenin de bulunmadığı dikkate alınarak sanığın üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.