MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Şikayetçinin aracını sanığa geri vermek kaydıyla teslim ettiği ancak sanığın aracı geri vermediği iddia edilen olayda, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, sanığın savunmasında katılandan 2.000 TL alacağına karşılık aracı aldığını, araç satışından sonra 4.000 TL'yi katılana vereceğini, ancak aracın 7.000 TL maliye borcu çıkınca anlaşma olmadığını beyan ettiği ve (sanığın savunmasını doğrulayan tanık beyanları karşısında), olayda araç alım satımından kaynaklanan hukuki uyuşmazlık bulunduğu,bu nedenle sanığın suç kastı bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.