MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralamaHÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığınaDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın, akrabası olan şikayetçi ile aralarında husumet bulunması nedeniyle cadde üzerinde park halinde duran şikayetçiye ait aracın farına tekme atarak kırdığı, olayı gören şikayetçinin sanığın yanına gelmesi üzerine tarafların tartışmaya başladıkları, sanığın ele geçirilemeyen çakı bıçağı ile şikayetçiyi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı, ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün 01/12/2009 tarihli raporuna göre, sanığın cezai ehliyetinin bulunmadığının belirlendiği, bu suretle sanığın, mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık beyanı, hekim raporu, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre, sanık hakkında kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararda isabetsizlik görülmemiştir. Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilmesine rağmen, yargılama giderlerinin sanığa yükletilmesi yerine kamu üzerinde bırakılmasına karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 325/1. maddesine aykırı davranılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilirken uygulanan kanun maddesi olan 5271 sayılı CMK'nın 223/3-a maddesi gösterilmeyerek, 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,2- 5237 sayılı TCK'nın 57/1.maddesi uyarınca sanığın yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiği halde, aynı yasanın 57/2.maddesi gereğince, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi durumunda serbest bırakılacağına karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasına ”CMK'nun 223/3-a maddesi gereğince” yazılmak suretiyle ve hükmün ilgili kısmına "5237 sayılı TCK'nın 57/2.maddesi gereğince, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi durumunda serbest bırakılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.