Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24106 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11397 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHÜKÜM : Mahkumiyet, hüküm tesisine yer olmadığına dair kararDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.1-Sanığın 147 promil alkollü olduğu halde, sevk ve idaresindeki aracı ile ... Bulvarı üzerinde seyir halinde iken aracı cevirerek tehlikeli şekilde araç kullandığının görevli polis memuru olan şikayetçilere bildirilmesi üzerine, sanığın takibe alındığı ve görevlilerin tehlikeli araç kullanması sebebi ile sanığı durdurmak istediği, sanığın dur ihtarına uymadığı, daha sonra sıkıştırılarak durdurulduğunda birden aracını hareket ettirerek ve kasıtlı olarak resmi trafik aracına çaparak zarar verdiği, böylece sanığın eylemlerinin kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını oluşturduğu, gözetilerek, 5237 sayılı Yasanın 152/1-a maddesindeki kamu malına zarar verme suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, sadece trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanamayacağı, somut olayda sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53. maddenin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı kanun maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına mahkemece karar verilebileceğinin anlaşılması karşısında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışında kalan ve TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.