Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24090 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1677 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için,Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Birlikte hareket eden sanıkların, katılanları telefon ile arayarak kendilerini emniyet görevlisi olarak tanıtıp hesaplarının ele geçirildiğinden bahisle failleri yakalayabilmek için gösterdikleri telefon numaralarına kontör göndermelerini istedikleri, ardından hesaplarındaki parayı çekerek arkadan telsiz sesleri verdikleri telefonda görüştürdükleri kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıtan şahsın ikna etmesi üzerine başsavcının hesabı diyerek verdikleri hesaplara para transferi yaptırdıkları, bu kapsamda; katılan ...'in sanık ...'nin hesabına 17.000,00 TL sanık ...'ın hesabına 18.000,00 TL ve çeşitli telefon numaralarına toplam 1.800,00 TL bedelinde kontör gönderdiği, diğer katılan ...'ın ise sanık ...'nin hesabına 20.000,00 TL para ve değişik numaralara toplam 900,00 TL bedelinde kontör gönderdiği somut olayda; 1-Sanık ... hakkında ret ek kararının temyiz talebi ile sanıklar ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;İddianame anlatımı ve dosya içeriğine göre sanıklar hakkında iki kez cezalandırılmaları talebi ile kamu davası açılmasına rağmen eylemin tek kabul edilerek bir kez cezalandırılmaları suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Sanık ...'ın temyiz isteminin reddine ilişkin olarak; 14.06.2013 tarih ve 2011/706 esas, 2013/568 karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın, diğer sanıklar bakımından ise; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında; bir dönem iş ortağı olduğu sanık ...'in yanına gelerek borçlarından dolayı bir arkadaşının kendisine yardım edeceğini, ancak ... hesabına ihtiyacı olduğunu söylediğini, sanık ... gerçekten borçlarının olduğunu bildiği için rıza gösterdiğini, bir gün sanık ... gelerek hesabına 20.000,00 TL yattığını söylediğini, gidip parayı çektiklerini, içerisinden hiç para almadığını söylemesi ve bu beyanın diğer sanık ... ve ... tarafından doğrulandığı, sanığın kolayca tespit edileceğini bile bile suçta kullanılması için hesap numarasını neden sanık ...'e verdiği izah edilip, sanığın savunmasına neden itibar edilmediği denetime elverecek şekilde açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.