Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24057 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15217 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK'nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca bir çok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. ... V.D mükellefi olan ... Ltd. ünvanlı şirketin temsile yetkilisi olan sanık ... ticari ilişki içinde olduğu katılan ...Ltd. (temsilcisi ...) ünvanlı şirketten aldığı malların bedelleri karşılığını, tamamen sahte üretilmiş oldukları ve aldatma yeteneğini haiz oldukları belirlenen suça konu ... şubesine ait görünen (keşide yeri olmayan) 16/05/2005 keşide tarihli Z0060105 seri no'lu 7.820.000.000 (7.820 TL) lira bedelli, hamiline (keşidecisi Bimsan...A.Ş) düzenlenmiş çek yaprağını; ... Çiftlik (...) şubesine ait görünen 20/04/2005 keşide tarihli 2015526 seri no(lu 3.450.000.000 (3.450 TL) lira bedelli, hamiline (keşidecisi ... A.Ş-gerçekte ... ) düzenlenmiş çek yaprağını ve ... Bankası Kocamustafapaşa şubesine ait görünen 26/04/2005 keşide tarihli 6.500.000.000 (6.500 TL) lira bedelli, hamiline (keşidecisi ... ) düzenlenmiş çek yaprağını ve ... Cumhuriyet Başsavcılığına çalıntı/kayıp başvurusu bulunan ... şubesine ait 12/03/2005 keşide tarihli, L7810753 seri no'lu 3.875.000.000 (3.875 TL) lira bedelli, hamiline (keşidecisi ... ) düzenlenmiş çek yaprağını muhtelif sırada ciranta sıfatlarıyla vererek haksız yarar sağlaması, anılan çeklerden ... şubesine ait görünen (gerçekte tamamen sahte olan) çek yaprağının ... sahte ismiyle, sanık ... tarafından 2.ciranta sıfatıyla ciro edelip sanık ... verilmesi eylemlerinin sanık ... için "nitelikli dolandırıcılık" sanık ... için ise "resmi belgede sahtecilik" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;23/03/2010 tarihli kamu davasının dayanağı olan iddianamede sanık ... hakkında "... şubesine ait çeki sahte olarak oluşturup kullanma..." eylemi tavsif olunarak "resmi belgede sahtecilik" suçundan kamu davası açıldığı ve suça konu çek yaprağının, zorunlu unsurlardan olan "keşide yerini" ihtiva etmemekle "özel belge" mahiyetinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede:5237 sayılı TCK'nın 7. Ve 5252 sayılı TCK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9.madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen (ve sanık ... açısından değişen vasfa göre "özel belgede sahtecilik" suçu olarak tespit edilen) suçların, Kanununda gerektirdiği cezalarının türleri ve üstsınırları itibariyle tabi oldukları zamanaşımı süresi itibariyle lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 ay'dan ibaret zamanaşımının, 26/04/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı TCK'nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322.maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar ... ve ... hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımları nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2 maddeleri uyarınca 5271 sayılı CMK'nın 223/8.maddesi gereğince ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.