Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24026 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10909 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanıklar ... ve ...'un katılan şirkete telefon edip, ... Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nden aradıklarını, ... ve Vergi Dairesi mensuplarına yardım için para topladıkları, verecekleri bir adet saat karşılığı 100,00 TL olduğunu belirten telefon edip, telefonu müteakiben katılan şirkete gelerek, telefon edenin kendileri olduklarını, üzerinde "Mali Sorunlar Danışma Merkezi" yazılı 100,00 TL'lik makbuz ibraz ederek, makbuz bedelini talep etmeleri üzerine katılan şirket avukatı tarafından durumdan şüphelenilmesi sonucu, ibraz edilen ve telefon numarası bulunan yere telefon edildiğinde, böyle bir yerin olmadığının tespiti üzerine polis çağrılarak, sanıkların yakalandıkları, sanıkların katılan şirketi dolandırmaya kalkıştıkları anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir, Sanıklar hakkında verilen mahkumiyetlerin ertelenmesine dair gerekçe ile CMK'nın 231. maddesinin uygulanmama gerekçelerinin farklı olması nedeniyle teblignamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi, 2-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesi gereğince belirlenen 1 yıl hapis cezasından aynı Kanunun 35/2. maddesi uyarınca 3/4 oranında indirim yapıldığı belirtilmesine göre 3 ay hapis cezası yerine, 3 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümdeki “40 gün”, “10 gün” ve “300,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün" “1 gün” ve "30,00 TL" ibarelerinin eklenmesi ve hapis cezasına ilişkin kısımdan TCK'nın 157/1. maddesi gereğince tayin olunan 1 yıl hapis cezasının aynı Kanunun 35/2. maddesi gereğince 3/4 oranında indirilerek 3 ay hapis cezasına indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.