Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24019 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6470 - Esas Yıl 2015





Mala zarar verme, tehdit, hakaret, yaralamaya teşebbüs suçlarından katılan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile sanıklar ... ve ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi 22/03/2011 tarih, 2009/282 E., 2011/235 K. Sayılı kararı katılan sanık ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/354240 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, dairemizin 24/09/2041 gün ve 2014/15420 Esas, 2014/15401 Karar sayılı kararıyla temyiz başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 24/09/2014 tarih 2014/15420 Esas, 2014/15401 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Tehdit, bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır.Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail, sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Katılan sanık ... ve diğer sanıkların dostlar sitesinde oturdukları, 17/08/2008 tarihinde site toplantısında çıkan tartışma sırasında sanık Mehmet'in ... "Pislikler" dediği ve ... "Suratına yumrukla vurdum mu görürsün" diyerek tehdit ettiği, sanık ...'nun katılan sanık ...'ya vurmak maksatlı saldırdığı, ölümle tehdit ettiği, ancak toplantıya katılanlar tarafından engellendiği, ... sanık ...'ya hakaret ettiği, ... ise ...'ya hakaret edip tırnaklamaya çalıştığı ancak araya girenler tarafından engellendiği, bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra 24/08/2008 tarihinde katılan sanık ... ile komşusu olan sanık ...'nın birbirlerine bakma konusunda tartışmaya başladıkları, ...'nın ...'a "Orospu" diyerek hakaret ettiği, arkasından sanık ...'a "Orospu sen de erkeğin orospususun" diye hakaret ettiği, ... ise "Sen geçen haftadan ders almadın, seni yaşatmayacağım" dediği, sanıklar ... ve ... birlikte ... hitaben "Dışarı çık şerefsiz seni geberteceğiz" dedikleri, ... ise ... "Şerefsiz pezevenk, niye dışarı çıkmıyorsun, çık da seni gebertelim" diyerek hakaret ve tehdit ettiği, sanık ...'ın olay sırasında sanık ...'ya ait bahçe salıncağını büküp zarar verdiği ve plastik meyve saklama rafını dağıttığı, bu sırada ... ve Eşi .. ...ya hitaben "Pezevenk şerefsiz" diyerek küfür ettikleri iddia olunan somut olayda;1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hakaret, tehdit ve yaralamaya teşebbüs suçlarından kurulan beraat hükümleri yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Katılan sanık ile sanık ... birbirlerine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, diğer sanıkların ise katılan sanığa hakaret ettiği yahut onu tehdit edip yaralamaya teşebbüs ettikleri yönünde katılan sanığın soyut iddiası dışında sanıkların cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin, somut, inandırıcı bir delil elde edilemediği oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamalarında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm yönünden ve Katılan sanık ... hakkında müşteki sanık ... yönelik hakaret suçundan kurulan şikayetten vazgeçme nedeni ile düşme kararına yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Katılan sanık ... üzerine atılı hakaret suçu nedeniyle müşteki ... yargılama sırasında şikayetinden vazgeçmiş olması karşısında sanığa yüklenen suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda sanığın beyanı saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ile sanık ... katılan sanığın demir salıncağına vurduğu ve zarar verdiği tanıklar ... ve ... beyanları ile olay yeri tespit tutanağından da salıncaktaki hasarın sabit olmasına karşın sanığın mahkumiyeti yerine beraatine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.