MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK' nın 158/1-i, 62/1, 52/2, 51/1-3-6-7 maddeleri gereğince mahkumiyetNitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiile olan ilişkisi, mağdurun durumu, ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın tanık ...'nun iş yerinde kuyumcu tezgahtarı olarak çalıştığı sırada katılana 9.500 dolara sattığı pırlanta niteliğinde taşın gerçekte çok düşük değerde mazonut madeni yüzük olduğunun belirlendiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;Sanığın, tanık ...'nun iş yerinde tezgahtarlık işi yaptığı, katılana satılan yüzük için sertifika ve satış sözleşmesi düzenlediği ve çalıştığı işyeri olan ... hesabına, katılan tarafından 9.500 dolar değeri tutarında paranın kredi kartı hesabından ödendiği, bu şekilde sanığın sözkonusu eylemde herhangi bir menfaatinin bulunmadığı, kaldı ki sanığın, katılana değerinden düşük yüzüğü bu özelliğini bilerek sattığına dair mahkumiyetine yeterli delil de elde edilemediğinden, üzerine atılı dolandırıcılık suçun unsurlarının oluşmadığı, bu haliyle eylemin hukuki uyuşmazlık niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre;Kuyumcu mağazasında tezgahtar olarak satış işlemleri yapan sanığın, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince serbest meslek mensubu olmadığı ve eyleminin 5237 Sayılı Kanunun 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.01.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OYLAR : Katılan ... Doarfleın 14/09/2007 günü Tanık ...’ya ait olan ve sanığın tezgahtar olarak çalıştığı kuyumcu işyerine geldiği, katılanın işyerinde tezgahtar olarak çalışan sanıktan 9500 ABD doları değerinde bir adet pırlanta yüzük satın aldığı, katılanın satın aldığı yüzüğün bedeli olan 9500 ABD dolarını kredi kartı ile ödediği, sanığın satılan pırlanta yüzük karşılığında katılana sertifika verdiği, ABD vatandaşı olan katılan ülkesine gittiğinde satın aldığı yüzüğü bağımsız bilirkişilere kontrol yaptırdığında, sanıktan satın aldığı yüzüğün taşının pırlanta olmadığını mozanit olarak adlandırılan bir taş olduğu, değerinin en fazla 350 ABD doları olabileceğini öğrenerek sanık hakkında dolandırıcılık suçundan şikayette bulunduğu, katılanın şikayeti sonucunda yüzüğün satıldığı işyeri sahibi olan ...'nun katılana başka bir pırlanta yüzük verdiği, kuyumcular odası tarafından yapılan inceleme sonucunda, katılana ilk satılan şikayete konu olan yüzüğün 600- 700 ABD doları değerinde olduğu, işyeri sahibinin katılana zararını karşılamak için sonradan verdiği yüzüğün ise 9500 ABD doları değerinde olmadığı 2500 ABD doları değerinde olduğu belirtilmiş, sanık hakkında katılana 9500 ABD doları değerinde pırlanta olduğunu söyleyerek pırlanta olmayan değeri çok düşük yüzük satarak dolandırıcılık suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmış olup: Sanık ... alınan savunması ile işyeri sahibinin yargılandığı bu dosya içinde bulunan 2009/70 esas nolu dosyada tanık olarak alınan beyanında; kendisinin ...'ya ait kuyumcu işyerinde tezgahtar olarak çalıştığını, olay günü katılanın işyerine gelerek pırlanta yüzük satın almak istediğini, işyerindeki yüzükleri beğenmeyen katılanın gösterdiği katalogtan suça konu yüzüğü beğendiğini, ... isimli şahıstan yüzüğü 3.000-3.500 ABD dolar arasında para vererek getirtip katılana 9.500 dolara sattığını, satıştan patronu ...'nun haberinin olmadığını beyan etmiş ise de, ...'ın açık adresini bildireceğini belirtmiş fakat bildirmediği gibi yüzüğü ...'dan satın aldığına dair belge de ibraz etmemiştir. Ayrıca sanığın suça konu sahte pırlanta yüzüğü satarken düzenlediği belgelerde ismi yazılı olduğu halde belgelerin sanık tarafından imzalanmamış olduğu görülmüştür. İşyeri sahibi ... İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde kendisi hakkında yapılan yargılamaya ilişkin 2009/70 esas nolu dosya içinde bulunan beyanında, sanığın kendi işyerinde tezgahtar olarak çalıştığını, suça konu alışverişten haberinin olmadığını, sanığın kendisine ait altınları da çalarak işyerinden ayrıldığını bu nedenle kendisinin de sanığı şikayet ettiğini, ayrıca katılana yeni bir pırlanta yüzük vererek katılanın zararını karşıladığını beyan etmiş, UYAP ta yapılan incelemede sanık ... hakkında ...'nun şikayeti nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan kamu davası açılarak yapılan yargılama sonucunda hakkında HAGB uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Sanık hakkında katılana sahte pırlanta yüzük satmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası nedeniyle Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK 158/1-i maddesine muhalefet suçundan cezalandırılmasına hüküm verilmiştir. Bu hükmün sanığın suçtan elde edilen haksız menfaati kendisinin almadığı, bu nedenle suç kastının bulunmadığı gerekçesi ile sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına çoğunluk tarafından karar verilmiş ise de;Dosyanın yapılan incelenmesinde, mahkemenin mahkumiyet hükmünde işyeri sahibi ... sanığın savunmasının aksine katılanla alışverisi sanığın yapmış olduğunu, sanık da yapılan alışverişi kabul etmiş olup, sanığın isnat edilen dolandırıcılık suçunu işlediği kanaatiyle suç subut bulduğundan bahisle mahkumiyete karar verilmiştir. Sanığın savunması ve işyeri sahibinin yargılandığı bu dosya içinde bulunan 2009/70 esas nolu dosyada sanığın tanık olarak alınan beyanında; katılana satmak için suça konu yüzüğü aldığını iddia ettiği ... isimli şahsa 3000–3500 dolar tutarında para ödediğini kabul etmesi, sanığın katılanın ödediği haksız menfaate konu parayı tamamen veya kısmen çalıştığı işyerinden aldığını kabul ederek ikrar ettiğini göstermektedir. İkrara göre sanığın işyerinden para almadan katılana satmak için satın aldığını beyan ettiği yüzük için ...’a ödeme yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle sayın çoğunluğun sanığın elde edilen haksız menfaati kendisinin almadığı gerekçesiyle isnat edilen suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğine dair görüşleri isabetli değildir.İzah edilen nedenlerle;1- Sanık hakkında katılana sahte pırlanta yüzük satmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açılarak TCK 158/1-i maddesine muhalefet suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın eylemi işyeri sahibinin bilgisi dışında gerçekleştirdiği, ayrıca serbest meslek sahiplerinin tanımının yapıldığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65/2 maddesindeki ‘Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin iş verene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır’ şeklindeki düzenlemesi ile aynı kanunun 66 maddesindeki ‘Serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır.’ düzenlemesi karşısında kuyumcuların TCK 158/1-i maddesinde de düzenlenen esnaf ve serbest meslek sahibi kapsamında olmadıkları, bu nedenle sanığa isnat edilen eylemin TCK 157/1 maddesine muhalefet oluşturmakla sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilerek fazla ceza tayini,2- Kabule göre de; işyeri sahibi tarafından katılana zararı kısmen karşılayacak miktarda başka bir pırlanta yüzük verilmesi ve zararın kısmen karşılanması karşısında, katılana kısmi ödemeyi kabul edip etmediği sorularak diğer şartların da varlığı halinde TCK 168/4 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi, Kanuna aykırı olup; bu nedenlerle İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/493 Esas 2012/354 Karar nolu ve 21/12/2012 tarihli sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün BOZULMASINA karar verilmesi gerekirken çoğunluğun sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin BOZMA KARARINA MUHALİFİZ. 12.01.2017
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet
İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
CEZA DAVALARINDA TEMYİZ HARCININ ÖDENMEMESİ
CEZA DAVALARINDA HARCI ÖDENMEYEN TEMYİZ TALEBİNİN REDDİ
HARÇLAR KANUNU
Özel belgede sahtecilik suçundan sanık M.. Ş..’in 5237 sayılı TCK’nun 207/1, 62 ve 58. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.11.2011 gün ve 206-572 sayılı hü
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?