MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; katılan ... plakalı aracını satmak için ilan verdiği, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde katılanla irtibata geçtikleri, sanık ...'in kendisini ..., sanık Faik'in kendisini ... olarak tanıtan ...'in kardeşi tamirci Bayram olarak tanıttığı ve aracı Fransa'daki akrabaları adına sanık Aşır üzerine parasını peşin olarak verilmek üzere almak istediklerini beyan ettikleri, buna inanan katılanın aracı satmaya karar verdiği, bunun üzerine sanıkların araç üzerindeki vergi borcunun ve haczin kaldırılması halinde aracı alabileceklerini söyledikleri, katılanın sanık ... ve yanındakilerle birlikte vergi borcunu vergi dairesinde ödeyerek kapattığı, sanıkların katılana aracın devrini noterde yap, ruhsatı da çıkart biz de parayı hazırlıyoruz dedikleri, buna inanan katılanın aracın devrini sanık ... adına yaptığı, sanıkların parayı ödememek için katılanı türlü bahanelerle oyaladıkları, akabinde yine kendisini sanıkların akrabası olarak tanıtan vev olayın başından itibaren evde bulunan sanık ... adına düzenlenmiş boş senedi verdikleri ve yarın Ulus'ta buluşalım paranı getireceğiz dedikleri, ertesi gün buluşma yerine gelmeyerek ortadan kayboldukları bu suretle katılanı dolandırdıkları oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin sübutu kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ve sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak,Adli para cezası tayin edilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 223/6.maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının adli para cezasına ilişkin kısma gelmek üzere “TCK'nun 52/2 maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.