Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23908 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5480 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Mala zarar verme, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak ya da sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Sanığın, tanık Mehmet Kaleyenci'nin işletmiş olduğu birahanedeyken etrafa sinkaflı sözlerle hakaret ederek müşterileri rahatsız etmesi üzerine, olaya müdahale etmek için giden görevli polis memurları olan şikayetçilere "Hepiniz yavşaksınız, sizi sinkaf ederim" şeklinde sözlerle hakaret ettiği, sonrasında hakkında yasal işlem yapılmak üzere ekip otosuna bindirildiğinde aracın arka konsoluna ve nezarethanenin ön demirine tekme atmak suretiyle ekip otosuna zarar verdiğinin anlaşıldığı somut olayda; 1- Kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Hakaret suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın hakaret eylemini birden fazla görevliye karşı aynı anda gerçekleştirmesine karşın, bu kişilerin kurul halinde çalışan görevliler olmadığı gözetilmeden, TCK'nın 125/5. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, mahkemenin kabulü ve uygulamasına da bağlı kalınarak, hükmün 1/d bendinin tamamen çıkarılmasından sonra, takdiri indirimin 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası üzerinden hesaplanması suretiyle, hükmün 1/e bendinde yer alan “1 yıl 6 ay 6 gün” ibaresinin kaldırılarak yerine “1 yıl 2 ay 17 gün” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.