Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23897 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2925 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Emlak alım ve satım sektöründe faaliyet gösteren .... İnşaat Emlak Otomotiv Makine Elektrik Elektronik İç ve Dış Ticaret Sanayii Limited şirketinin sahibi ve yetkilileri olan sanıklar ..., ...ve ...'nun, diğer sanıklarla birlikte hareket ederek, ... Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı içerisinde kaldığından bahisle pazarladıkları imar planları bulunmayan ... 657 no’lu parselde bulunan ve kendi mülkiyetlerinde olmayan, ayrıca sahiplerinden alınmış vekaletleri dahi bulunmayan arazileri katılana pazarlayarak ondan menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda; ticari şirket adına hareket eden sanıkların belediyelere ait imar planlarını kullanmaları nedeniyle eylemlerinin, TCK’nın 158/1-d-h maddesinde yer alan dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmek görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.