Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23810 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10647 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.28.12.2007 düzenleme tarihli İzmir 6. Noterliği'nce aynı tarih itibariyle tasdikli "Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi" ile 01.01.2008 tarihinden itibaren (Kuruma bildirim tarihi: 21.01.2008) 1.500 TL aylık ücretle satış-pazarlama elemanı olarak katılanın münferiden temsile yetkili müdürü olduğu ... Vergi Dairesi mükellefi Monopol...Ltd ticari ünvanlı şirkette işe başlayan ve katılanın aynı Noterliğin 28.12.2007 tarih ve 18346 yevmiye nolu genel vekaletnamesiyle (şirket namına bir kısım idari işlemlerde) yetkili kıldığı sanığın, 2008 Aralık ayı dahil çalıştığı dönem içinde bir kısım özel harcamalarını şirket kayıtlarında gider göstermesi yanında, şirket işlerinde kullanılmak üzere kendisine teslim edildiği belirtilen ... marka dizüstü bilgisayarı sözlü istemlere rağmen iade etmemesi eylemlerinin "nitelikli güveni kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu iddia olunan somut olayda;28.02.2011 havale tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre suça konu edilen bilgisayarın şirket aktifinde yer almaması, sanığa görevi gereği şirket tarafından verildiğine dair teslim-tesellüm belgesinin bulunmaması, şahsi gider faturası olarak nitelenen 20.03.2008 tarihli fatura kapsamı harcamanın sanığın genel vekalete dayalı fiili şirket idare yetkisi, satış-pazarlama görevi dahilinde değerlendirilebilecek olması karşısında, atılı suçun sübut bulduğuna dair mahkumiyete yeter derecede kesin delil olmadığından, "beraati" yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.