MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılan ve sanığın inşaatlarda asansör montajı işi ile uğraştıkları, sanığın katılanın taşeronu olarak çalıştığı, katılanın kendisine verdiği işleri yaptığı, katılanın sanığa asansör montajında kullanacağı malzemeleri de verdiği, katılanın vermiş olduğu malzemelerde sanığın spiral ve matkabı üçüncü bir kişiye sattığı, böylece sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmediği, katılanın rızası üzerine malzemeleri sattığını söylediği, tanık ...'ın beyanında ise katılana ait spirali sanığın sattığını beyan etmesi karşısında tanık beyanları, sanığın kısmi ikrar yönündeki savunması, katılan beyanı ile tüm dosya kapsamına sanık ile katılan arasında bir hizmet ilişkisinin bulunduğu, bu kapsamda eylemin TCK 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı göz ardı edilip, vasıfta hataya düşülerek eylemin 155/1. madde kapsamında kaldığı kabulü ile karar verilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.