Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23709 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11089 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanıkların müştekiye ait kurbanlık hayvan satış yerine gelerek 2.200 TL'ye anlaştıkları bir hayvanı satın aldıkları, ücretini malın tesliminde evlerinde ödeyeceklerini söyledikleri, müştekinin tanık ...'nın idaresindeki araca hayvanı yükleyerek hep birlikte sanıkların gösterdikleri evin bahçesine hayvanı indirdikleri, bu arada parayı ödemesi gereken sanık ...'in "annem hastalanmış, evde yok, birlikte hastaneye gidelim, parayı alalım" dediği, müştekinin tanık ...'yı hayvanın başında bırakarak ... ile birlikte Konak ilçesi Doğum Hastanesine gittikleri, burada içeri girdiklerinde cep telefonu ile annesi ile konuşuyor gibi yapan sanık ...'in hastaneden dışarı çıkarak gittiği, müştekinin 5-10 dk. bekledikten sonra gelmediğini görünce dolandırıldığını anladığı iddia edilen olayda; tanık anlatımları müşteki beyanları, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafisinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,2-Sanık hakkında temel ceza tayin edilirken hapis cezasının asgari hadden tayin edilmesine karşın, aynı gerekçe ile adli para cezasına esas alınan gün birim sayısının alt haddin üzerinde tayini suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ve sanık hakkında TCK'nın 157/1. maddesi gereğince hapis cezası yanında tayin edilen adli para cezasına esas alınan gün sayısının 5 güne, aynı yasanın 35 maddesinin uygulanması sonucu 2 güne indirilmesi ve yine aynı yasanın 52/2. maddesi uyarınca beher gün karşılığı 20 TL'den hesaplanarak sonuç adli para cezasının 40TL'ye indirilmesi suretiyle usul ve yasaya uygun hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.