Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2368 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13765 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama, tehditHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir.Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez.Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır.Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanık ...’ın, ...Cami’sinde ramazan çadırında ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtımı işinde çalıştığı sırada cami şadırvanında bulaşık yıkanması yüzünden şikayetçi ile arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine sanığın döner bıçağı ile şikayetçiyi kovaladığı,şikayetçinin kaçarak çayhane olarak kullanılan odaya sığındığı, sanığın cami içinde bulunan odanın camlarını kırdığı ve bu kırılan camlardan şikayetçinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralandığı, sanığın şikayetçiye hitaben elinde satır benzeri bıçak olduğu halde “seni doğrayacağım” diye bağırdığı, böylece sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir, A-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde, TCK'nın 53. maddesinin uygulanmamış olması infaz aşamasında değerlendirilebilecek olması nedeni ile bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına gore, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, B-Sanık hakkında mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesinde , 1-Sanığın mala zarar verme suçundan sübut bulan eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 153. maddesinde belirtilen "ibadethanelerle, bunların eklentilerine, buralardaki eşyalarla, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarların korunmasına yönelik yapıları yıkmak, bozmak ve kırmak" suçunu oluşturduğu gözetilmeden mala zarar verme suçunun nitelendirilmesinde hataya düşürülerek yazılı şekilde TCK'nın 152/1-a maddesi uyarınca hüküm kurulması, 2-Sanığın kovalamakta bulunduğu mağdurun caminin eklentisi olan görevli kulübesine girmesi üzerine kulübe camına vurması sonucu kırılan cam parçalarının mağdura isabeti şeklinde gelişen olayda, yaralama eylemini olası kast altında işlediği anlaşıldığından kasten yaralama suçundan tayin olunan cezadan TCK'nın 21/2. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.