MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın temyize gelmeyen diğer sanık ... ile katılana ... derneğinden geldiklerini ve fakir çocuklar için yardım topladıklarını söyledikleri, konuşma sırasında katılanın kendisini nişanlı olarak tanıtması üzerine sanıkların katılana hitaben nişanlısı ile sürekli kavga ettiğini, üzerinde göz olduğunu, çocuğunun olmayacağını, üzerinde büyü olduğunu söyleyerek büyüyü 1 adet yumurta ve temiz bez ile çözebileceklerini söyledikleri, yumurtayı ve bezi katılanın getirip verdiğinde yumurtayı temiz beze kırdıklarında yumurtanın içerisinde muska çıktığını gördüğünü, tekrar yumurtalı bezi kapatarak okuyup üfleyip açtıklarında 2 ucu yanık kurdele ve muska olduğunu gördükleri daha sonra katılandan biriktirdiği altın ile paraları getirmesini istedikleri katılanın da 4000 TL para ile altınlarını getirdiğinde katılanın eşinin çorabının içerisine koydukları, bu sırada sanıklardan birisinin katılandan su isteyerek bu çoraba su serpiştirdiği, sonra içerisinde para ve altınlar olan çorabı 3 adet kırlentin içerisine koyacağını söyleyerek katılanın verdiği kırlentlerin içerisine para ve altınlar olan çorabın konulduğu, daha sonra bu odanın kapısını kilitledikleri ve kapının anahtarını yumurtalı bezin içerisine koydukları ve katılana eşi gelinceye kadar kapıyı açmamasını söyledikleri, katılanın sanıklar ile birlikte dualar okuyarak aşağıya indiği, bilahare sanıkların sokağı gezerek taş toplayacaklarını ve bu şekilde büyünün bozulacağını söyleyerek katılanın yanından uzaklaştıkları, sanıkların gelmemesi üzerine katılanın evine çıkıp kapalı kapıyı kırmak suretiyle açtığında kırlentlerin içerisine bırakılmış olan altın ve paraların olmadığını görmesi üzerine dolandırıldığını anlayarak durumu emniyete bildirdiği somut olayda;Yargıtay Ceza Genel Kurulu 04.02.2014 tarih ve 2013/15-262 esas 2014/37 karar sayılı ilamı gözetildiğinde; sübuta konu eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-a.maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı cihetle, delilleri takdir ve tartışma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.