Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23633 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5325 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanıklar ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz incelemesinde; 11.03.2005, 05.05.2005 olan suç tarihlerinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’ nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’ un 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,2-Sanıklar ..., Mehmez Zenen ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Kronik böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle ikamet ettiği köyden ... il merkezinde bulunan devlet hastanesine haftanın üç günü diyaliz için gelen sanık ...'ın, kolluk araştırma tutanağı ve tanık beyanları uyarınca köyden il merkezine köy dolmuşu ile gelmesine rağmen, kimi zaman sanık ... işlettiği ticari taksi ile kimi zaman ise sanıklar ... ve sanık ...'nun işlettikleri minibüsler ile gelmiş gibi fatura düzenletip katılan ... ibraz ederek haksız yol ücreti aldığı kabulü ile sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de; kolluk araştırmasının köy muhtarına sorularak düzenlendiği, beyanlarına başvurulan tanıklar ... ve ...'ın, sanık ... ki beyanlarının olayı açığa çıkartıp, tam olarak aydınlatmaya yeterli bulunmadığı, minibüs şoförü sanıkların hem okul servisi yapıp hem de aynı saatte sanık Burhan'ı diyaliz için hastaneye götürmelerinin mümkün olmadığı kabul edilmişse de sanık beyanlarından anlaşıldığı üzere sanık servis şoförlerinin okula öğrencileri bıraktıktan sonra sanık ... diyalize götürdüklerini söyledikleri, dolayısıyla sanık ... diğer sanıkların ticari taksisi ve minibüslerini kiralayarak ulaşımını sağladığının aksini ortaya koyacak delil bulunmadığı, ceza hukukunun temel amacının maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin açığa çıkarılmasını sağlamak olduğu, yan kanıtlarla doğrulanmayan, oluşa ve maddi gerçeğe uygun düşmeyen, bilimsel kanıtlarla doğrulanmayan varsayıma dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması ceza hukukunun "maddi gerçekliğe ulaşma" ilkesine aykırılık teşkil edeceği cihetle, sanıkların cezalandırılmalarına yetecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, müsnet suçtan beraatlerine karar veren mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 3-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz incelemesinde; Sanığın hüküm tarihinden sonra 19.11.2014 tarihinde vefat ettiğinin UYAP'tan temin edilen 10.04.2015 tarihli nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.