MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan otobüs durağında otobüs beklerken yanına sanıklardan birinin geldiği, kendisinin o civarda kuyumcu dükkanının olduğunu söylediği, katılana 500 TL verdiği , eşini tanıdığını söylediği, verdiği parayı fakirlere dağıtmasını söylediği, o esnada diğer sanığın da yanlarına geldiği ve 500 TL’yi az bulduğu, bir miktar daha vereceğini söyleyerek cebinden bir tomar para çıkardığı, toplam 2500 TL tutarında para daha verdiği, toplam 3000 TL olan paranın 1500 TL’sini katılanın almasını geri kalanını da dağıtmasını söyledikleri, daha sonra ikinci gelen sanığın verilen bütün parayı alarak binanın üst katında bayan hocaları olduğunu ve parayı okutacaklarını söylediği, katılana 3000 TL değerinde herhangi bir şeyinin olup olmadığını sorduğu, katlanın da buzdolabı olduğunu söylemesi üzerine, onun buraya getiremeyeceklerini, yükte hafif pahada ağır bir şeyler olup olmadığını sorduğu, bu esnada katılanın küçük kızının annesinin kolunda bilezik olduğunu söylediği, katılanın da 3000 TL etmeyeceğini söylediği, şahsın da olsun sen ver onları da okuturuz dediği, katılanın kolundan 15'er gram ağırlığında toplam 3 adet 24 ayar bileziğini çıkartarak şahsa verdiği, şahsın paraları ve bilezikleri alarak yukarı çıktığı, bir müddet bekledikten sonra yanında kalan diğer sanığın katılana 4. kata çıkmasını, parayı ve bilezikleri almasını, bir miktar da gıda maddesi olduğunu, hepsini alarak dağıtmasını söylediği, katılanı asansöre bindirdiği, katılanın 4. katta kimseyi bulamadığı, o kattaki kapıyı çalıp hocayı sorduğunda da kapıyı açan bayanın orada öyle birinin olmadığını söylediği, katılanın dolandırıldığını anladığı somut olayda; sanıklara atılı eylemin temas ettiği 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.