Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23540 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10535 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanıkların 2007 yılının sonlarına doğru ... iline geldikleri, ... Bulvarı üzerinde ... Ofis isimli iş yerini açtıkları, aynı adreste ... Oto Kiralama ismi altında faaliyet göstermeye başladıkları, daha sonra ... Bulvarı üzerinde ... Turizm Rent a Car isimli işyerini açtıkları, işyerinin herhangi bir kaydının bulunmadığı, sanıkların gerek ... Oto Pazarı'nda gerekse de internet yoluyla satılık ilanı gördükleri araç sahipleri ile irtibata geçtikleri, bu bağlamda şikayetçi ...'a ait ... plakalı Toyota Corolla marka aracı oto pazarına satışa götüren şikayetçi ... Yakın'la sanık ...'ın görüşerek aracı almak istediğini söylediği, sanık ... ile şikayetçi ...'nin ... Emlak Oto isimli işyerinde pazarlık yaptıkları, bu sırada sanık ... de işyerinde bulunduğu, sanık ...'ın 05/02/2008 ödeme tarihli 9.500,00 TL bedelli senedi düzenleyerek şikayetçi ... verdiği, daha sonra sanık ... şikayetçiyi arayarak sanık ... adına vekaletname istediği, ancak şikayetçinin kabul etmemesi üzerine vekaletnameyi alamadığı, paranın ödenmemesi üzerine şikayetçinin sanıkların işyerine Gittiğinde cenaze nedeni ile kapalı olduğunu gördüğü, bu sırada katılan ... şikayetçi ...u arayarak aracın devrini istemesi üzerine her ikisinin buluşup görüştükleri, aracın katılan ... takasa verildiğini öğrendikleri, daha sonra aracın ... İlçesi'nde tamircide olduğunu öğrenince oradan aracı teslim aldığı,Sanıkların benzer şekilde katılan ... ait... plakalı ... marka aracını satmak için ... oto pazarına götürdüğü, burada sanık ...'ın aracı beğendiğini söyleyerek daha önceden ... ve ... Yakın'dan dolandırıcılık suretiyle temin ettiği ... plakalı aracın yeğenine ait olduğunu söyleyerek takas suretiyle almak istediğini söylediği, katılan ...'nin kabul etmesi üzerine birlikte katılanın arkadaşı ... ile birlikte sanığın iş yerine geldikleri katılan ... aracını 25.000 TL ye sanığa sattığı, sanık ...'ın da toyota aracına 10.000 TL ye ... verdikten sonra sanık ...'ın bakiye borca mahsuben katılana 20/02/2008 ödeme tarihli 15.000 TL bedelli senet imzalayarak verildiği bir ay içerisinde senet beledinin ödeneceğini kararlaştırdıkları oto satım sözleşmesi aralarında düzenlendiği, ancak katılan ... aldığı araçta hasar olduğunu söylemesi üzerine sanık ...'ın aracı yaptıracağını söyleyerek ... sanayisinde ... Otomotive bıraktığı, sanık ...'ın katılanı 30/01/2008 günü arayarak aracın parasının hazır olduğunu, karşılıklı vekalet vermek için daha sonradan iş yerini taşıdıkları ... Turizm isimli iş yerine çağırdığı, katılanın bu yere geldiğinde yeğeninden toyota aracı vekaletini ...ana'dan alacağını katılanın da kendi aracına ait vekaleti sanık ...'a vermesini istediği, sanık ...'ın bende parayı alıp geleyim dediği, ancak katılan ...'nin toyota aracın vekaleti gelmeden kendi aracının vekaletini veremeyeceğini söylediği, sanık ...'ın eşinin hasta olduğunu bahane ederek sanık... ile birlikte yanından ayrıldığı, katılanın dolandırıldığını anlayarak yakınlarını çağırıp işyerinin önünde park halindeki aracın yanında beklemelerini istediği, sonrasında yedek anahtarla aracı aldığı, aracının birkaç yerinin kaza nedeniyle hasarlı olduğu,Şikayetçi ...'ün de şirket ortağı ... Kadayıfçı adına tescilli...plakalı honda marka aracını satmak için internete ilan verdiği, sanık ... tarafından telefonla aranarak aracını vadeli satıp satamayacağını sorduğu, şikayetçinin düşüneceğini söyleyerek konuşmak amacıyla ... Emlak ofisine gittiği, sanık ...'ın şikayetçiye daha önceden yaptığı satışları ve dükkan önündeki ... araçları göstererek sürekli bu işi yaptığı konusunda onda güven uyandırdığı, ikna olan şikayetçinin oto satış sözleşmesi ile sanık ... tanıklığında aracını sattığı, sanık ...'ın da 30/01/2008 düzenleme tarihli 13.000 TL bedelli senet karşılığında otoyu aldığı, şikayetçinin peşinat olarak para almadığı, aracın bedelini bir ay sonra ödeneceği hususunda anlaştıkları ve otonun sanık ...'a teslim edildiği, 3 gün sonra şikayetçiyi arayan sanık ...'ın aracı abisinin aldığını ... giderken ... bölge trafik ekiplerince araç ruhsatına el konulduğunu, ruhsatı alabilmek için sanık... adına vekalet vermesini istediği, ancak şikayetçinin durumdan kuşkulanarak parasını almadan vekalet veremeyeceğini sanık ...'a ilettiği, bir hafta sonra şikayetçinin aracın borcu yok yazısını almak için sanık ...'dan aracın ruhsatını istediği, sanık ...'ın yanına daha sonradan uğrarım diyerek şikayetçiyi oyaladığı bir süre sonra sanık ...'ın cep telefonunu da ulaşamayan şikayetçinin sanıkların iş yerine gittiğinde cenaze nedeniyle kapalı olduklarına dair bir yazı gördüğü çevreden de bir çok kişiyi bu şekilde sanıkların dolandırdıklarını öğrenerek şikayette bulunduğu, şikayetçiye ait bu otunun da sanıkların elindeyken arıza yaptığı, kiremithane mahallesindeki Yumlu otomotive bırakıldığının tespit edildiği, şikayetçinin aracını bu yerden tamir masrafını ödeyerek otosunu geri aldığı iddia ve kabul edilen olayda; dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Suçun tamamlanmış olduğu nazara alınmaksızın sanıklar lehine teşebbüs hükümlerinin uygulanması isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıklar hakkında belirlenen 3 yıl hapis cezası üzerinden TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması sırasında hesap hatası nedeniyle sonuç cezanın 2 yıl 3 ay yerine 2 yıl 6 ay olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından hapis cezasına ilişkin “2 yıl 6 ay“ ibarelerinin çıkartılarak yerine, “2 yıl 3 ay” ibareleri eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.