MAHKEMESİ :1. Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya kapsamına göre, katılan R.. E..'nin sanıklardan E.. Ş..'e evlenebileceği bir kişiyi bulmasını istediği, sanık ....'un suç tarihinde başkası ile evli olan diğer sanık .... ile evlenebileceğini söyleyip tanıştırdığı, bu amaçla katılanın .....'le evlenme konusunda ve borçlarını ödemek üzere 1600 TL parayı sanık ....'a verdiği, sanık ...'un gayri resmi birlikte yaşadığı sanık ...... ile birlikte katılan ve Sevim'i tanıştırıp aynı gün resmi nikah yapmaksızın katılanın yanında sanık ...... i bırakarak ayrıldıkları, aynı gün gece saat 03.00 sıralarında katılanın uyuması ile sanık ..... sanık ..... ile birlikte anlaşarak katılanın evinden sanık ...'in kendisine alınan ziynet eşyaları ile birlikte kaçtığı, sanık .....l'un katılan 3 adet daha bilezik almasını için katılanı çağırdıkları, katılanın bu kez polise haber vererek sanık .....'u yakalattığı, tüm sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde katılanın saflığından yararlanarak dolandırdıkları şeklindeki olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına”ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.