Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23492 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10553 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.... havalimanına 09.01.2007 tarihinde saat:14:30’da gelen ve ...’ten kalkıp ...’ye devam edecek olan ...’ye ait TK-1908 sefer sayılı uçağın kargosunda bulunan konteynırın içinde olması gereken 25’er kilogramdan oluşan 30 paket altın koliye ilişkin yapılan kontrollerde 2 adet paketin olmadığının tespit edildiği, paket altınlarından bir tanesinin ...’nin Apron tarafındaki taksi yolu üzerinde görevli işçi olan ... tarafından bulunarak teslim edildiği, yapılan araştırmada söz konusu altınların ...’ten tam olarak yüklendiği, Medine'ye ise paketlerden bir adetinin ulaşmadığının belirlenmesi üzerine yapılan incelemede; TK 1908 sefer sayılı uçakta gelen kargonun limana konteynır içerisinde mühürlü olarak geldiği, konteynırları uçaktan alıp ambara götürmekle görevli alt kargo görevlileri olan sanıklar ..., ..., .. Kızılay, ... ve ... tarafından boşaltılıp traktöre yüklendikten sonra, Havaş Yer Hizmetlerinde kargo taşımada görevli şoför olan sanık . ...., kargodan sorumlu görevliler olan ... ve ...’ın gözetimi altında kargoyu ambara teslim ettiğinde 2 adet altın paketinin olmadığının anlaşıldığı somut olayda; 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararlarına yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıkların aşamalardaki tüm savunmalarında suçlamaları kabul etmemeleri ve tüm dosya kapsamı itibariyle cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Havalimanında bulunan tüm kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen 11.01.2007 tarihli tutanakta, sanık ...’ın kullanmış olduğu römorktan beyaz renkli bir nesnenin düştüğünün belirtilmiş olması ve suça konu 25 kg ağırlığındaki paketlerden birisinin römorkun yol güzergahı olan ... apron yolunda başka bir işçi tarafından bulunarak teslim edilmesi yanı sıra konteynır mührünün açıldığı sırada da iki paketin yerlerinden kayarak düşmek üzere olduklarının tanık beyanlarından anlaşılması ve güvenlik kameralarının incelenmesi sonucunda düzenlenen ekspertiz raporlarında, herhangi bir suç unsuruna rastlanılamadığının bildirilmesi karşısında; sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, beraatları yerine yazılı gerekçelerle mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.