Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23340 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10261 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan Muhammet'in kredi kartı ve 500 TL parayı oğluna vererek bankaya yatırmasını istediği, katılanın oğlunun para yatırmak için bankada sırada beklediği, bu sırada sanığın yanına gelerek "dükkandan mı geliyorsun" dediği, parayı ve kredi kartını istediği, elinde bulunan not kağıdını verdiği, 750 TL daha getirmesini söylediği, o sırada telefonda katılanla konuşuyormuş gibi yaptığı böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edildiği olayda ,sanığın katılanla telefonda konuşuyormuş ve bankada çalışıyormuş izlenimi vererek hileli hareketlerle eylemi gerçekleştirdiği tanık beyanları, katılan beyanı, fotoğraf teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;Fiziki dosya içerisinde bulunan kısa karar ve gerekçeli kararda tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair hüküm fıkrasının "uygulanmasına yer olmadığına" şeklinde üzeri çizilerek hakim tarafından paraflanmasına rağmen, UYAP sisteminde kayıtlı olan kısa ve gerekçeli kararın tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yönelik hüküm fıkrasının değiştirilmemesi sebebiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.