MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın Türkmenistan uyruklu olduğunu söyleyen yakalanamayarak hakkında halen soruşturmanın devam ettiği, bozuk şiveli şahıs ile karşılaştığı, şahsın katılana İncir köyünü sorduğu, katılanın ... böyle bir köy olmadığını söylediği, o sırada sanığın gelerek neden o köyü aradığını sorduğu, şahsın satmak üzere 50 tane cep telefonu ve 8 tane altın saat getirdiğini söylediği, bunun üzerine sanığın yabancı uyruklu şahış ile pazarlık ederek anlaştığı, sanığın parasının eksik olduğunu söylediği, katılandan bankadan çekerek hemen geri ödeyeceğini söyleyerek 800 TL. istediği, katılanın parayı vermesi üzerine sanığın katılanla birlikte bankaya para çekmeye gittikleri, yarı yola geldiklerinde katılana saati vererek parayı çekip geleceğini söyleyerek katılanı gönderdiği, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, katılanın sanığı görüntü kayıtlarından ve fotoğraflardan teşhis etmesi ve tüm dosya kapsamından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "60 gün" ''50 gün'' ve "1.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün" ''4 gün'' ve "80 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.