Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10253 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Emlakçı olan sanıkların ev satın almak isteyen katılana satılık ev gösterdikleri, katılanın evlerden birisini beğenmesi üzerine 83.000 TL'ye anlaştıkları, katılanın takas yoluyla evini vermek istediği, katılanın evine ise 55.000 TL değer biçildiği aradaki farkın 17.000 TL'sini katılanın sanıklara verdiği, kalan paranın tapunun devrinden sonra verileceğini, bir müddet sonra sanıkların evi satmaktan vazgeçtikleri, sanıkların aldıkları parayı iade etmedikleri, böylece sanıkların katılana karşı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, 1-Sanık Hanifi'nin katılanın evini sattığı kişiye daire aldığını, katılanın evini satamayınca aldığı dairenin parasını ödeyemediği yönündeki süreklilik arz eden beyanları, sanık ... ve katılanın ev alım satımı konusunda anlaştıklarına dair sözleşme imzaladıkları, sanıkların hileli hareketlerde bulunarak katılandan haksız menfaat temin ettiğine dair tüm dosya içerisinde belge ve delil bulunmadığı, sözleşme konusu dairelerin alım satımında bir anlaşmazlık bulunduğu ve bu kapsamda hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyete hükmolunması, Kabule göre de;2-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar 53. madde 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.