MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Kovuşturma evresinde duruşmadan haberdar edilmeyen katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK'nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğundan, temyiz dilekçesinin katılma talebi olarak kabul edilerek, 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede,Katılana ait eşyanın nakli hususunda katılan ile sanık arasında anlaşma olduğu ve bu anlaşma gereğince suça konu eşyanın sanığa teslim edilip nakil ücretinin de sanığa verildiğine ilişkin ihtilaf bulunmayan somut olayda, sanığın, katılanın gelip suça konu eşyayı kendisinden geri aldığını ifade etmesine rağmen buna ilişkin dosyada bir belge veya başkaca delilin bulunmaması karşısında, sanığın soyut savunmasına itibar edilerek, atılı suçtan sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.