Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23246 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9019 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık müdafinin yüzüne karşı verilen 05/10/2012 tarihli karara yönelik, yasal süresi geçtikten sonra 15/10/2012 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2- Katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın, işvereni olan katılan ile aralarında ücret konusunda anlaşmazlık olması üzerine, katılana ait park halinde bulunan aracın ön cam??nı ve sol dikiz aynasını sopayla vurarak kırmak suretiyle mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık beyanı, katılan ile tanık ifadesi, görgü tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uygulanmamış ise de, sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmasının kanuni sonucu olması nedeniyle, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bir yıl süreli olmak üzere denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK 'un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasında yer alan "cezanın infazından sonra 1 yıl süre ile" ibaresinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.