Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 231 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24299 - Esas Yıl 2014





Mala zarar verme ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmak suçundan sanık ...'un mahkumiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15/05/2012 gün ve 2012/52 E. 2012/171 K. sayılı karar aleyhine vaki sanık müdafisinin temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/190073 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, dairemizin 11/11/2014 gün ve 2013/28194 Esas, 2014/18577 Karar sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 11/11/2014 tarih ve 2013/28194 Esas, 2014/18577 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Olay tarihinde sanık ...un yanında ... olduğu halde 400 promil alkollü vaziyette ... plakalı araçla ilçe içinde seyir halinde iken gece 23:30 sularında adliye lojmanlarının önüne farları kapalı bir şekilde yavaşça geldiği, adliye lojmanları etrafında bir çok arabanın park halinde bulunmasına rağmen lojmanın biraz ilerisinde olan şikayetçi ...'in aracını seçerek ön kapıdan vurduğu, daha sonra aracını geri vitese takıp tekrar bu sefer arka kapıdan vurduğu daha sonra aracının çekmeyerek, sürttürerek yola doğru manevra yaptığı, sanığın 400 promil alkollü olduğu halde araç sevk ve idare edemeyecek durumda şikayetçinin aracına çarptıktan sonra farların kırık halde lambaları yanmazken kendisini takip eden polis araçlarından kaçarak trafik güvenliğini kasten tehlikeye attığı sanık savunmaları, şikayetçi beyanları, tanık beyanları, keşif ve bilirkişi raporu, tutanaklar ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın mala zarar verme ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçlarından mahkemenin sübutu kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. 1-Sanık hakkında trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Adli sicil kaydına göre hakkında daha önceden hapis cezası bulunmayan sanık hakkında verilen 1 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/3.maddesi hükmü uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesinde zorunluluk bulunması hususunun göz ardı edilmesi,2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 152. maddenin birince fıkrasında yer alan "altı " ibaresi " dört" ve ikinci fıkrasında yer alan " iki " ibaresi " bir" şeklinde değiştirilmiş olması karşısında ve mahkumiyet kararındaki teşdit ve artırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu yasa değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden  değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.