Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23055 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10399 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, ... İnşaat Limited Şirketi yetkilisi iken katılan ...'tan aldığı mal karşılığında, şirket yetkilisi olarak suça konu çeki imzalayarak katılana verdiği, çekin bankaya ibrazında karşılığı bulunmayınca katılanın, lehtar ve birinci ciranta olan ...... ile sanık hakkında icra takibine geçtiği, ciranta ......'ın imzaya itiraz etmesi üzerine yapılan incelemede, söz konusu cironun adı geçen kişiye ait olmadığının belirlendiği, böylece sanığın ...... adına sahte ciro atıp bu kişiyi sorumlular zincirine katıp haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın şirketine ait kayıtların getirtilerek, çekin keşide edilerek katılana verildiği tarihte şirket yetkililerinin kim olduğunun belirlenmesi, sanığın eski eşi olduğu belirtilen ......'ın, suç tarihinde veya öncesinde, sanığın şirketi ile bir irtibatının olup olmadığının araştırılması, ......'ın ifadesinin alınarak sanığa ait şirket, sanık, katılan, diğer ciranta ... ve söz konusu çekle ilgisinin bulunup bulunmadığı, adı geçenlerle ticari bir ilişkisinin olup olmadığının sorulması, ciranta...'dan sonra cirosu bulunan ...'ın açık kimlik bilgileri ve adresinin tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenilmesi,...'ı ve sanığın tanıyıp tanımadığı, çeki bu kişilerden alıp almadığı, katılanla ortaklık ilişkisinin olup olmadığının sorulması, çekin sadece kendisine veya katılanla birlikte kendisine verilmesi sırasında... cirosunun ve lehtar olarak bu kişinin bulunup bulunmadığı, bu kişiyle ticari ilişki kurup kurmadığının sorulması, katılana ait işyeri kayıtlarının da getirtilerek tanık ... ile bağlantısının ve çekteki cironun sanık tarafından atıldığını bilip bilmediğinin sorulması, katılan ve ikinci ciranta ...'ın yazı ve imza örneklerinin usulüne uygun olarak alınarak, mukayeseye elverişli belge asıllarıyla birlikte kriminale gönderilerek, söz konusu çekteki yazılar ile imzaların kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesi, katılan ve sanığa ait işyeri kayıtlarının getirtilerek, çekin verilmesine esas bilgi ve belgelerin dosyaya konulması, sanığın her aşamada borcu kabul etmesi, katılana ödeme yapacağını söylemesi karşısında sanığın ne şekilde suç işleme kastıyla hareket ettiğinin karar yerinde tartışılarak hukuki durumun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nın 158/1, f, son maddesi gereğince haksız menfaat miktarının 14.500 TL, haksız menfaatin iki katının 29.000 TL olması dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 1450 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1208 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 24.160 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın eksik olarak belirlenip, bu miktar üzerinden arttırım ve indirim yapılmak suretiyle sonuç olarak 23.320 TL belirlenerek eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 06/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.