Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2304 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8630 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanığın cezaevinde iken tanıştığı mağdura Adana İncirlik hava üssünde taşeron firmada müdür olarak çalıştığını ve kendisini işe yerleştireceğini söylediği, cezaevinden çıktıktan sonra da mağdurun evine giderek ona çalıştığı firmada şoföre ihtiyaç olduğunu ve 800 Dolar para ve bazı belgeleri vermesi halinde işinin olacağını belirterek mağdurdan diploma fotokopisi, ikametgah ilmuhaberi, ehliyet fotokopisi, nüfus cüzdanı, 10 adet resim ve sağlık raporu için de 140,00 TL para aldıktan sonra mağdurun sanıktan bir daha haber alamadığı gibi, sanık tarafından belirtilen işe de yerleştirilmediği anlaşıldığından, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, adli para cezasına ilişkin sırasıyla "60 gün”, "1.200,00 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "100,00 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.