MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık ...'ın, katılanın yanına gelerek asker arkadaşı olan İsmail isimli şahsın akrabalarının Denizli'de altın bulduklarını, ancak piyasaya süremediklerini belirtip katılana yardımcı olup olamayacağını sorduğu, katılanın da altınları alabileceğini beyan etmesi üzerine sanık Mehmet ile katılanın altınları görmek için birlikte Denizli'ye gittikleri, burada sanık İsmail ile buluşarak numune altın aldıkları, almış oldukları numunenin gerçek çıkması üzerine katılanın kalan altınları almak için tekrar Denizli'ye geldiği, akabinde sanık İsmail ile İlbadı Mezarlığında görüşerek 60.000 TL parayı verdiği, sanık İsmail'in de altınları getireceğini söyleyerek katılanın yanından ayrılarak gittiği ve bir daha geri dönmediği, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,1- Sanık ...'in aşamalarda değişmeyen ifadesinde, temyiz dışı sanık ...'ın asker arkadaşı olduğunu, kendisini telefonla arayarak altın işiyle uğraşıp uğraşmadığını ve alıp alamayacağını sorduğunu, kendisinin de alacak durumunun olmadığını ve böyle işlerle uğraşmadığını söylediğini, temyiz dışı sanık ... bahsettiği altın olayını bir sohbet ortamında söylemesi üzerine diğer sanık ...'ın bu işten haberi olduğunu, bunun dışındaki gelişmelerden bilgisinin olmadığını beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi, sanık ... müdafinin vermiş olduğu temyiz dilekçesinde, suçu işleyen ... isimli şahsın temyiz dışı sanık ... teyzesinin oğlu olduğunu belirtmesi, diğer sanık ... savunmasında, sanık ...'in arkadaşı ... altın işiyle uğraştığını ... Koyuncu isimli şahsa söylemesinden öte iddianameye konu olaylarla ilgisinin olmadığını, katılanın iddia ettiği gibi ... gidip para almadığını söylemesi, katılan ise beyanında, sanık ...'den temyiz dışı sanık ... adresini almak için yüz yüze görüştüklerini, onun haricinde görüşmediklerini belirtmesi, sanık ...'ın ise beyanında, suçun mağduru olduğunu söyleyerek atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanık ...'ın savunmasında belirttiği ... ve ... isimli şahısların tespit edilerek olayla ilgili beyanlarının alınması, temyiz dışı sanık Özkan'ın İsmail isimli teyzesinin oğlu olup olmadığının araştırılarak böyle bir kişinin tespit edilmesi halinde olayla ilgili bilgisine başvurulması,yine İlbadi Mezarlığında katılandan parayı alan kişinin sanık ... mi yoksa temyiz dışı sanık ... akrabası olan İsmail isimli şahıs mı olduğu hususunda katılana teşhis yaptırılmasından sonra sanıkların hukuku durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de;2-) Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,3-) TCK'nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun “ sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.