Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22960 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10049 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi'nde ambulans şoförü olarak çalışan sanık ...'nun katılana yeni açacağı sağlık malzemeleri satış dükkanında telefonlara bakıp bakamayacağını sorduğu, katılanın olumlu cevap vermesi üzerine kiralayacağı işyerini gösterdiği, arından katılanın adına sabit telefon hattı çıkartıp, serbest muhasebeci olan diğer sanık ...'nın yanına götürdüğü, sanık ...'nın kat??lana diğer sanık ...'nun devlet memuru olması nedeni ile işyeri açamayacağını söyleyip işyerinin katılanın adına açılabileceğini söylediği, bunun üzerine katılanın rızası ile sanık ...'ya ait olan işyerinin katılana kiralandığına dair kira sözleşmesinin imzalandığı, sanık ...'nun katılanı notere götürerek imza sirküsünü düzenlettirdiği, ardından sanık ...'nın katılanı Bursa'ya götürüp vergi mükellefi yaptığı, katılan adına kredi kartı talep formu düzenlediği, katılanın imzası ile yapılan başvuru neticesinde kredi kartının bizzat katılana teslim edildiği, sanık ...'nın suça konu kredi kartını katılandan alıp, ... isimli şahsın ... Sınırlı sorumlu Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'ne olan kredi borcunu kefil olarak ödediği somut olayda; sanık ...'nın savunmasında katılanın işyeri açma talebi ile kendisine gelip yardım istediğini, kendisine ait işyerini dosyada bir sureti olan kira sözleşmesi ile katılana kiraladığını, vergi mükellefi olarak kaydını yaptırdıklarını söylemesi ve Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre de katılanın 22.01.2010 tarihinde canlı hayvan ticareti üzerine işe başladığı, 30.04.2010 tarihinde isi işini terk ettiğinin anlaşılması, ilgili bankadan temin edilen belgelere göre de sanığın kredi kartını bizzat teslim aldığının anlaşılması ile sanık ...'nın kira alacağı ile hizmet bedeli olarak katılandan 700,00 TL ücret talep ettiğine ilişkin savunmasının aksini gösterir bir delil bulunmadığı gözetildiğinde sanıkların amaç ve fikir birliği içerisinde hareket ederek olayın hile unsurunu oluşturan, sağlık malzemeleri satacaklarından bahisle katılanı işçi olarak istihdam etmek istedikleri şeklinde kandırıp daha sonra sanık ...'nun devlet memuru olması nedeni ile işyerini katılanın adına açmaya ikna etmek şeklindeki eylemlerini kanıtlayan, sanıkların mahkûmiyetlerine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilmediği gözetilmeden sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.