MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi sahtecilik HÜKÜM : 1-TCK.' nın 158/1-d,35/2,62/1,52/2-4 ,53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet 2-TCK.nın 204/1, 62/1,53/1 maddeleri gereğince mahkumiyetNitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelemesinde;Sanığın resmi belge niteliğindeki bonoyu bir şekilde katılanın imzası gibi imzalayarak veya imzalattırarak sahte olarak oluşturup kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin eylemin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğuna,lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelemesinde ise ;Katılanın evini satmak için sanıkla satım hususunda anlaştıkları, katılanın arsanın 950.000 TL'ye satılması hususunda aralarında 12/06/2010 tarihli taahhütname düzenledikleri, bu taahhütnamede arsa ve evin 950.000 TL karşılığında satılması halinde katılanın sanığa 20.000 TL komisyon ödemesi hususunda taahhütte bulunduğu, sanığın katılana birkaç sefer müşteri götürdüğü, ancak katılanın gelen kişilerin istediği bedeli vermemeleri üzerine gayrimenkulünü satmadığı, bunun üzerine sanık ile katılanın tekrar bir araya gelerek 14/11/2010 tarihinde daha önce yapılan taahhütnameyi geçersiz kıldıkları, ancak sanığın sonraki dönemlerde katılana birkaç sefer müşteri götürmesini ve bu şekilde hizmet vermesini bahane ederek katılandan para talep ettiği, katılanın kabul etmemesi üzerine bu kez sanığın aldatma kabiliyeti olan bonoyu düzenleyerek icra takibi başlattığı, katılanın imzaya itiraz ettiği, ayrıca şikayette bulunduğu, katılanın herhangi bir ödemede bulunmadığı, bu suretle sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan ”1200 gün", ”600 gün”, ”500 gün" ve “10.000 TL” terimlerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", ”2 gün”, ”1 gün” ve "20 TL” ibareleri eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.