MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanık ...’ın, kardeşi olan şikayetçinin evinin arsasına diktiği direklerin üzerine traktörünü sürerek kırması şeklindeki eyleminin, mala zarar verme suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın, kardeşi olan şikâyetçiye ait direklere zarar verdiğinin anla??ılması karşısında, mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 167/2. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi, 2-Hapis cezası ertelenen sanığın, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği ile denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde, cezasının infaz edilmiş sayılacağının hüküm altına alınması sırasında, uygulama maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, mahkemenin kabulü ve uygulamasına da bağlı kalınarak, temel cezanın belirlenmesine ilişkin bendin altına gelecek şekilde “TCK’nın 167/2. maddesi gereğince, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ½ oranında indirilmesi sonucunda 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi ile takdiri indirim maddesinin uygulandığı kısımdaki “3 ay 10 gün” ifadesi yerine “1 ay 20 gün” ibaresinin yazılması ve TCK’nın 51/6. maddesinin uygulanmasından sonraki bentlerdeki cümlelerin başına sırasıyla “TCK’nın 51/7. maddesi gereğince” ve “TCK’nın 51/8. maddesi uyarınca” ifadelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.