Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22536 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9989 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Farklı tarihlerde dolaşmakta olan şikayetçiler ile bir şekilde iletişime geçen sanığın, “bul karayı al parayı” tabir edilen oyun ve çevresinde oyundan kazanıyor rolü yapan elemanlarının yardımıyla söz konusu oyunun gerçekten kazanılabileceğine yönelik sergiledikleri hileli davranışlarla şikayetçileri yanılttıktan sonra, oynatanın istemediği takdirde oyuncunun kazanma ihtimali bulunmayan üç kağıt oyununu şikayetçilere oynatıp, sonrasında kaybettiğinden bahisle her bir şikayetçiden farklı tarihlerde ve ayrı ayrı muhtelif miktarda para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; Sanığın “bul karayı al parayı” tabir edilen oyun ve çevresinde oyundan kazanıyor rolü yapan elemanlarının yardımıyla söz konusu oyunun gerçekten kazanılabileceği izlenimini uyandırmaya yönelik hileli davranışlarla müştekileri farklı tarihlerde kandırarak oynatanın istemediği takdirde oyuncunun kazanma ihtimali olmayan söz konusu oyunu oynamasını sağlamak suretiyle haksız kazanç elde etmek şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 58/6-7. maddeleri gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini ve ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümlerde yer alan ''5237 sayılı TCK'nın 157/1, 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 100 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ''5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 52/2 maddeleri gereğince verilen 4 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere sonuç olarak 80.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına yazılmak suretiyle ve ayrıca hükümlerde yer alan, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.