MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suç tarihinin kredi sözleşmesinin imzalandığı 28.11.2007 olduğu gözetilmeden gerekçeli karar başlığında 2008 yılı olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu'nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler,bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Sanığın,... Bank ... Şubesi'nden kullandığı krediye teminat olarak verdiği ... Şubesi'ne ait keşidecisi ...olan 12.07.2007 keşide tarihli 16.000,00TL, 16.07.2007 tarihli 16.000 TL, 10.08.2007 tarihli 25.600,00 ve 29.08.2007 tarihli 24.800,00 TL bedelli çekler ile ... Şubesi'ne ait keşidecisi ... Şirketi olan 02.06.2007 tarihli 19.00,00 TL, 05.07.2007 tarihli 17.500,00 TL, 13.09.2007 tarihli 16.000,00 TL, 19.07.2007 tarihli 16.250 TL bedelli çekler ve ...Bank Gaziosmanpaşa Şubesine ait keşidecisi ... olan 25.07.2007 tarihli 25.000,00 TL bedelli, yine keşidecisi ... olan ... Gaziosmanpaşa Şubesi'ne ait 30.07.2007 tarihli 50.000,00 TL bedelli çekleri verdiği, sanığın kredi borcunu ödememesi üzerine suça konu çeklerin icra takibine konduğu, yapılan itirazlar sonucunda keşidecisi ...olan çeklerdeki keşideci imzasının başka birisine ait olduğunun tespit edildiği, keşidecisi ... isimli şirket olan çekler ile ...'a ait çeklerin çalınmaları nedeni ile ödemeden men talimatlarının verildiğinin anlaşıldığı somut olayda;Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak; suça konu çek asıllarının dosyaya getirtilerek, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu çeklerin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek iğfal kabiliyetleri bulunup bulunmadığının tespiti suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak; suça konu çeklerin kredi sözleşmesine teminat olarak verildiklerinin iddia ve kabul olunmasına karşısında, çeklerin kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında mı yoksa daha sonra mı verildiklerinin araştırılması, çek teslim belgesinin ilgili bankadan istenmesi, suça konu çeklerin kredi sözleşmesi imzalandıktan sonra teminat olarak alınması halinde önceden doğan borç nedeni ile suçun hile unsurunun gerçekleşmemesi nedeni ile beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacağı değerlendirilip 80.943 gün adli para cezasına hükmedildikten sonra, belirlenen gün üzerinden TCK'nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanması gerekirken, önce 5 gün karşılığı adli para cezası belirlenip daha sonra haksız menfaatin iki katı gözetilip 1.618.842 TL'ye hükmedilip, bu miktar üzerinden TCK'nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim yapılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.